GAZİANTEP’TE KOLTUK SAVAŞI VE SİYASET OYUNLARI
Siyaset artık hizmetten çok, koltuk savaşına dönüştü.Bir bakıyorsun adam il başkanı olmuş, ama halktan haberi yok!Ne sokağı biliyor, ne teşkilatı tanıyor.Bir kongre kazanıyor, ardından üç yıl boyunca sessizlik…Telefonlar açılmaz, sahaya inilmez, halk unutulur.
Ama koltuk? O hep aynı yerinde durur!
Bu mudur siyaset?
Bu mudur halkın umudu olacak liderlik?
Gaziantep’te öyle il ve ilçe başkanları var ki — isim vermeye gerek yok, çünkü herkes kimlerden bahsettiğimi biliyor — yaptıkları iş değil, yapmadıkları işler konuşuluyor.
Koltukta oturup tabelayla siyaset yaptıklarını sanıyorlar.
Parti binası mezarlık sessizliğinde, ne hareket var ne heyecan…
Bir de işin en düşündürücü tarafı var:
Bazı isimler çıkıyor, “Ben bu seçimde birinci sıra vekil olayım, bana ne diğerlerinden!” havasında.
Ne teşkilat umrunda, ne halk.
Bu kadar bencil, bu kadar şahsi çıkar odaklı bir siyaset anlayışı olabilir mi?
Genel merkezler bu tabloya nasıl tahammül ediyor, doğrusu anlamak güç.İl ve ilçe teşkilatları halktan kopmuş, tabanla iletişim sıfır, ama tepeden tırnağa herkes birbirini idare ediyor.
Sonra da kalkıp başarı bekliyorlar!
Gaziantep’te bir-iki parti dışında gerisi maalesef tabela partisi görüntüsünde.
Koltuk var, tabela var, ama içinde ruh yok.
Siyaset, vatandaşa dokunmakla, sokakta el sıkmakla yapılır.
Kendini halktan soyutlayan hiçbir kadro, hangi partide olursa olsun, başarıya ulaşamaz.
Artık bu şehirde siyaset değişmeli.
Samimiyetle, cesaretle, emekle…
Yoksa bu kent, bir avuç koltuk sevdalısının ayak oyunlarına teslim olacak.
Daha yazacak, eleştirilecek çok şey var.
Ama şimdilik bu kadar bile bazılarına fazla gelecek.
Varsın gelsin.
Gerçek siyaset, eleştiriden korkmaz — menfaatin değil, milletin yanında durur!