YAZARLAR

“Beyin Göçü: Geleceğimizi Kaybediyoruz”

Ülkemizde yıllardır konuşulan ama bir türlü önüne geçilemeyen bir olgu var: beyin göçü. Genç doktorlarımız, mühendislerimiz, araştırmacılarımız ve fikir üreten nitelikli bireylerimiz, umutlarını ve geleceklerini başka ülkelerde arıyor. Anlayacağınız, bilgi ve yetenek ışığını başka coğrafyalarda yakmaya karar verenlerimiz var.

Peki neden? Sadece ekonomik imkânsızlıklar mı? Hayır, mesele çok daha derin. Düşük maaşlar, iş ortamındaki yetersizlikler, bürokratik engeller ve liyakatin geri planda kalması, gençleri ülkeden uzaklaştırıyor. İş bulma sıkıntısı, kariyer fırsatlarının sınırlı olması ve araştırma altyapısının yetersizliği, her gidenin arkasında bir umut eksikliği bırakıyor.

Ve her gidenle birlikte sadece bir birey kaybetmiyoruz; kaybettiğimiz, toplumsal hafızamızın ve üretkenliğimizin de bir parçası. Bir ülke, kendi potansiyelini en değerli beyinleriyle şekillendiremezse, geleceğini başka ellere teslim etmiş olur.

Bu kaybı durdurmanın tek yolu, gençlerimize sahip çıkmaktır. Onların ülkede kalması için iş, eğitim ve kariyer alanlarında somut çözümler üretmek; liyakat esaslı bir çalışma ortamı, ekonomiyi destekleyen politikalar ve bilim ile sanata yatırım yapmak şart. Ancak böylece beyin göçünün önüne geçebilir ve kaybolan yetenekleri yeniden kazanabiliriz.

Beyin göçü sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda ülkenin geleceğine dair sessiz bir alarmdır. Ve biz, bu alarmı duymazdan gelmeye devam ettikçe, kaybettiklerimizin telafisi her geçen gün daha zor olacak.