Gaziantep’te Alarm Çanları: Kaç Can Daha Yitip Gitmeli?
Gaziantep’te Alarm Çanları: Kaç Can Daha Yitip Gitmeli?
Gaziantep son dönemlerde sadece mutfağıyla değil, acı haberleriyle de gündemde. Her geçen gün artan intihar ve cinayet vakaları, şehrin üzerinde kara bir bulut gibi dolaşıyor. İnsanlar ya kendi canına kıyıyor ya da en yakınına kurşun sıkıp ardından kendini öldürüyor. Bu tablo kabul edilemez!
Daha birkaç gün önce Şehitkamil Karşıyaka Mahallesi’nde bir koca önce eşini vurdu, sonra kendi hayatına son verdi. Ne yazık ki bu tekil bir olay değil. Aynı senaryoları defalarca gördük ve görüyoruz. Soruyorum: Kaç can daha toprağa düşmeli? Kaç çocuk daha yetim kalmalı? Kaç kadın daha yaşam hakkından edilmeli?
Bu yaşananların temelinde sadece “kişisel anlaşmazlıklar” yok. Ekonomik çöküş, işsizlik, borç, umutsuzluk ve psikolojik çöküntü insanları uçurumun kenarına sürüklüyor. Artık tahammül diye bir şey kalmadı. Öfke, cinnet, şiddet… İnsanlar adeta patlamaya hazır bomba gibi dolaşıyor.
Ve buradan yetkililere sesleniyorum: Artık geç kalmayın! Bu sadece aile içi mesele değil, bu toplumsal bir krizdir. Psikolojik destek mekanizmaları yetersiz. İnsanlar yardım isteyecek bir kapı bulamıyor. Belediyeler, valilik, bakanlıklar; bu halkın feryadını duymak zorundasınız! Eğer şimdi harekete geçilmezse, yarın çok daha büyük trajedilerle karşı karşıya kalacağız.
Gaziantep tarih boyunca direnciyle, kültürüyle, birliğiyle öne çıkmış bir şehir. Ama bugün manşetlere intihar ve cinayetlerle çıkmak bize yakışmıyor! Bu şehri karanlığa mahkûm etmeyin. İnsanların hayatına sahip çıkın, psikolojik destek hatlarını yaygınlaştırın, sosyal yardımları güçlendirin, eğitim ve farkındalık çalışmaları yapın.