Gençler Gelecek Işığını Kaybetmemeli
Bir zamanlar bizim gençliğimizde dünyayı değiştireceğimize dair büyük bir inancımız vardı. Belki bilgimiz eksikti ama umudumuz, heyecanımız ve geleceğe dair bir ışığımız hiç sönmezdi.
Bugün ise gençlerle konuştuğumda çoğunun gözlerinde yılgınlık görüyorum. İyi eğitim almış, yabancı dil bilen gençler bile “yurtdışına gitsem mi?” diye düşünüyor. Kalanlar ise, iş bulmanın “aslanın ağzında” olduğunu söyleyip umudunu kaybediyor.
Türkiye’de her yıl iş gücüne bir milyon kişi katılıyor. Ancak yaratılan istihdam bu tempoya yetişemiyor. Genç işsizliği yüzde 20’lerin üzerinde. Bu tablo, gençlerin geleceğe değil, hayatta kalmaya odaklanmasına neden oluyor.
Oysa Türkiye yıllarca genç nüfusuyla övündü. Bugün ise bu potansiyel yavaş yavaş tükeniyor. 2030’a kadar genç nüfus avantajımız sürecek; sonra yaşlanacağız. Yani zaman daralıyor.
Gençlerin ışığını yeniden yakmak için eğitim sistemimizi işe, üretime ve yeniliğe odaklamamız şart. Başarı hikâyeleri yaratacak, umut verecek projelere ihtiyacımız var.
Gençler, geleceğin taşıyıcısıdır. Onların ışığı sönerse, ülkenin de yolu kararır.