Arama

Gençliğin Cebinde Fırtına Kopuyor

03/12/2025 12:32 | Son Güncelleme : 03/12/2025 19:04 | Müslüm OKATAN


Gençliğin Cebinde Fırtına Kopuyor

Gençliğin Cebinde Fırtına Kopuyor

Son yıllarda gençlerin ortak bir şikâyeti var: Dışarı çıkmanın bedeli, dışarı çıkma isteğini çoktan bastırdı.

Bir kahve içmenin, arkadaşlarla oturup iki lokma yemenin lüks hâline geldiği bir döneme girdik. Ve bu sadece ekonomik bir sorun değil; toplumsal bir kopuşun da habercisi.

Eskiden gençlerin en büyük derdi ders, sınav, gelecek kaygısıydı. Bugün bunlara bir madde daha eklendi:

“Bugün dışarı çıkabilir miyim? Cebimdeki para yeter mi?”

Kafenin Kapısındaki Görünmez Duvar

Artık kafe kapılarında görünmez bir tabela var sanki:

“Sadece gücü yeten gençler girebilir.”

Bir bardak kahve 100 lirayı, basit bir tost 150 lirayı aşmış durumda. Gençler yalnızca keyif yapmıyor; sosyalleşiyor, nefes alıyor, kendini ifade ediyor. Fakat fiyatlar sınırları öyle zorlamaya başladı ki gençler kendilerini sosyal hayattan çekmek zorunda kalıyor.

Bu tabloyu “gençler çok harcıyor” diye yorumlayanlar olabilir. Ancak mesele harcama değil; temel bir sosyalleşme ihtiyacının bile erişilemez hâle gelmesi.

Toplumsal Yorgunluk Gençlerde Başlıyor

Bugün gençler sadece enflasyonun değil, adaletsiz fiyatlandırmanın da kurbanı.

Birçok işletme, ekonomik dalgalanmayı bahane ederek fiyatları orantısız şekilde artırıyor. Gençler ise buna karşı giderek artan bir öfke ve yorgunluk hissediyor.

Bu durum uzun vadede neye yol açabilir?

İçe kapanan bir gençlik,

daha az sosyalleşen, daha çok dijitalde vakit geçiren bireyler,

şehir hayatından uzaklaşmak isteyen bir nesil ve belki de piyasaya karşı bir “tüketmeme” hareketi.

Gençlerin dışarı çıkmaktan korktuğu bir toplumda ekonomi de kültür de gelişmez.

Bu İşin Sonu Nereye Gider?

Eğer bu gidişat devam ederse gençler sosyal hayatı tamamen dijitale taşımaya başlayacak.

Kafeler boşalacak, restoranlar genç müşterisini kaybedecek. Çünkü gençlik sadece geleceğin değil, bugünün de tüketicisi.

Onları kaybetmek demek, yarını kaybetmek demektir.

Artan fiyatlara karşı gençlerin serzenişi aslında bir çığlık:

“Sadece nefes almak istiyoruz, bu kadar zor olmamalı.”

Kısacası mesele sadece kahve fiyatı değil; erişilebilir bir yaşam talebi.

Gençlerin sesine kulak verilmezse, toplumun enerjisi, umudu ve dinamizmi de kaybolacak.

Ve belki de en acısı şu:

Bir nesil, kendi ülkesinde misafir gibi hissetmeye başlayacak.

 

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.