Kaan Yılmaz Yazdı...Gençler ve Sosyal Medya: Bağlı mı, Bağımlı mı?

 Merhaba Gaziantepsonnokta okuyucuları,

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba…

Her geçen gün çıtasını yükselten ve tarafsız yayın çizgisini bozmadan yoluna devam eden Gaziantepsonnokta.com ve Sonnokta TV ailesine selam olsun. Bu tarafsızlık çizgisine katkı sunmak benim için ayrı bir gurur.

28 yıldır medya sektöründe; başta ulusal kanallar olmak üzere birçok mecrada görev yapmış olan ve Sonnokta’yı bu noktaya taşıyan kıymetli ağabeyim Müslüm Okatan’a da bir kez daha teşekkür ediyorum.

Bundan sonra Sonnokta TV ekranlarında, “Gençlerin Bakışı” gibi programlarla da karşınızda olmaya devam edeceğim.

Ve bu yazıda, özellikle gençlerimizi ilgilendiren, günümüzün en yaygın ama aynı zamanda en tartışmalı konularından birine değinmek istiyorum: Sosyal Medya.

Her geçen gün biraz daha dijitalleşen bir dünyanın içindeyiz. Bu değişimden en çok etkilenenlerse hiç kuşkusuz gençlerimiz. Bir zamanlar sokaklarda, okul bahçelerinde geçen gençlik, artık parmak uçlarında yaşanıyor. Mahalle arkadaşlıklarının yerini sosyal medya takipçileri almış durumda.

Sosyal medya, gençler için yalnızca bir eğlence alanı değil. Bir kimlik, bir ifade biçimi, hatta bazen bir varoluş savaşı. Her “beğeni” bir onay, her “yorum” bir değer ölçütü olmuş durumda. Bu da gençlerimizi gerçek benliklerinden uzaklaştırıp dijital bir persona oluşturmaya itiyor.

Ancak işin tehlikeli tarafı şu: Bu sanal kalabalık içinde gençler daha da yalnızlaşıyor. Gerçek hayatla bağ kurmak zorlaşıyor. Beğenilme baskısı, mükemmel görünme çabası ve sürekli karşılaştırmalar ruh sağlığını zedeliyor. Sosyal medya bir yandan iletişim kurmayı kolaylaştırırken, diğer yandan yüz yüze iletişimi neredeyse yok ediyor.

Gaziantep gibi büyük ve genç nüfusa sahip bir şehirde, bu dijital dönüşümün etkilerini yakından hissediyoruz. Kütüphanelerin, spor sahalarının, kültürel etkinliklerin yerini artık TikTok videoları ve Instagram canlı yayınları almış durumda. Gençlerimizin vakit geçirdiği alanlar değişti, peki biz bu yeni alanlara ne kadar hakimiz?

Ailelere, öğretmenlere ve bizlere düşen görev çok açık: Eleştirmekten çok anlamaya çalışmak. Yasaklamaktan çok rehberlik etmek. Sosyal medyayı tamamen dışlamak mümkün değil ama doğru kullanımı öğretmek mümkün.

Sosyal medya bir gerçek, ama unutmamamız gereken şey şu: Bu araç bizim elimizde olmalı, biz onun esiri olmamalıyız.

Gençliğimizin ekran başında değil, hayatın içinde parlamasını dileyerek…