Arama

KÜRESEL GÜÇ DENGELERİ VE SAVAŞIN GÖLGESİ

29/09/2025 18:06 | Son Güncelleme : 29/09/2025 23:36 | Müslüm OKATAN


KÜRESEL GÜÇ DENGELERİ VE SAVAŞIN GÖLGESİ

 

Tarih boyunca büyük güçler yalnızca toprak, enerji ve ekonomi üzerinden değil; aynı zamanda sembolik buluşmalar ve stratejik mesajlarla da mücadele etmişlerdir. Alaska, 1867'de Rusya tarafından Amerika'ya satılmış olsa da, coğrafyanın jeopolitik değeri hiçbir zaman kaybolmamıştır. Bugün ise Alaska, yalnızca doğalgaz ve stratejik üs konumuyla değil; aynı zamanda küresel liderlerin gövde gösterilerinin sahnesi olarak da tarihe geçmektedir. Amerikan Başkanı ile Rusya'nın devlet başkarının burada bir araya gelmesi, yüzeyde diplomatik bir buluşma olarak görünse de, arka planda küresel satranç tahtasının taşlarının yeniden dizildiğini göstermektedir.

Bu buluşma sırasında havada uçan F-22'ler, F-35'ler, yerde sergilenen savaş uçakları aslında basit birer gösteri değil; "buradayız" mesajının en sert sembolüdür. Avrupa başkentlerinde yükselen endişe, üçüncü bir dünya savaşının ihtimal dahilinde olduğuna dair fısıltılan yeniden gündeme taşımıştır.

Bugün yaşanan bu gelişmeyi yalnızca bir protokol görüşmesi değil, dünya düzeninin geleceği açısından kritik bir dönemeç olarak okumak gerekir. Çünkü her büyük buluşmanın ardında yeni ittifaklar, yeni kırılmalar ve yeni çatışmalar doğmuştur.

OLUMLU YANLAR

Büyük güçlerin doğrudan bir araya gelmesi, krizleri savaş alanına taşımadan masada çözme ihtimalini artırmaktadır.

Tarihi bir buluşma, dünya kamuoyuna "diplomasinin hâlâ işlediği" mesajı vermektedir.

Soğuk Savaş sonrası oluşan tek kutuplu düzenin kırılganlığı içinde, bu tür görüşmeler yeni denge mekanizmaları oluşturabilir.

Enerji, ticaret ve teknoloji alanında rekabetin yanında işbirliği ihtimali doğar.

OLUMSUZ YANLAR

Görüşmenin gölgesinde yapılan askeri gösteriler, diplomasinin değil gücün öne çıktığını göstermektedir.

Bu tür buluşmalar çoğu zaman kalıcı barış getirmekten ziyade yeni "etki alanları pazarlığına"dönüşür.

Avrupa ülkeleri ve bölgesel aktörler kendilerini dışlanmış hissederek yeni bloklaşmalara yönelebilir. Küresel kamuoyu üçüncü dünya savaşı endişesiyle psikolojik baskı altına alınır, toplumlarda korku kültürü yayılır

Liderler arası anlaşmalar halkların iradesinden ziyade güç hesaplarına dayalı olduğundan kırılgandır.

SONUÇ

Alaska'daki buluşma, diplomasi tarihine bir satır olarak geçmekten çok, küresel satranç tahtasında kritik bir hamle olarak kalacaktır. Dünya, yirminci yüzyılın iki büyük savaşıyla öğrendi ki; liderlerin bir araya gelmesi her zaman barış demek değildir. Bazen tam tersine, büyük savaşların eşiğinde yapılan bu tür görüşmeler, tarafların güçlerini tartması ve yeni çatışma alanlarını işaretlemesi anlamına gelmektedir.

Bugün, üçüncü dünya savaşının ayak sesleri bir spekülasyon gibi dursa da, dünya kamuoyu bu ihtimali

giderek daha çok konuşmaktadır. Dolayısıyla mesele sadece Alaska'da yapılan üç saatlik bir toplantı değil; insanlığın geleceğini belirleyecek bir satranç oyunudur.

OKUYUCUYA SORULAR

1. Sizce bu tür tarihi buluşmalar barışa mı hizmet eder, yoksa yeni krizlerin hazırlık aşaması mı olur? 2. Liderlerin sahnelediği askeri gösteriler halkları güvenceye mi alır, yoksa daha büyük korkular mı doğurur?

3. Bugün dünya, üçüncü bir büyük savaşa daha yakın mı, yoksa diplomasinin altın çağını mı yaşıyor?

4. Gelecek nesiller bu buluşmayı bir barış dönüm noktası olarak mı, yoksa savaşın gölgesinde bir satranç hamlesi olarak mı hatırlayacak?

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.