Arama

Gaziantep’te Her Gün Bir Çığlık Daha: İntiharlar Neden Artıyor?

23/12/2025 07:37 | Son Güncelleme : 28/12/2025 14:03 | Müslüm OKATAN


Gaziantep’te Her Gün Bir Çığlık Daha: İntiharlar Neden Artıyor?

 

Son zamanlarda Gaziantep’te yaşanan intihar olayları, artık sadece kısa haber bültenlerine sıkışıp kalan “acı bir istatistik” olmaktan çıktı. Neredeyse her geçen gün bir yenisi eklenen bu vakalar, toplumun vicdanında derin bir yara açıyor. Üstelik bu olaylar artık ne yalnızca gençlerle sınırlı ne de belli bir yaş grubuna ait. Genci, yaşlısı, kadını, erkeği… Herkesin ardında yarım kalmış bir hikâye, duyulmamış bir çığlık, görülmemiş bir çaresizlik var.

Ancak şu soruyu sormadan bu acı tabloyu anlamamız mümkün değil: Neden?

İntihar, tek bir nedene indirgenebilecek kadar basit bir mesele değildir. Bu, bir anlık zayıflık değil; çoğu zaman uzun süredir biriken sorunların, yalnızlığın, umutsuzluğun ve çaresizliğin son noktasıdır. Bugün Gaziantep’te yaşananlara baktığımızda, bu birikimin temelinde ekonomik çıkmazlar, işsizlik, artan hayat pahalılığı, borç baskısı ve gelecek kaygısı gibi ağır yüklerin olduğunu görmek zor değil.

Ekonomik olarak iflas eden bir esnaf…

İşten çıkarılmış, ailesine mahcup olduğunu düşünen bir baba…

Genç yaşta diplomayla işsiz kalan, hayalleri ertelenen bir üniversite mezunu…

Emekli olduğu hâlde geçinemeyen bir yaşlı…

Herkesin hikâyesi farklı ama hissettiği yük neredeyse aynı: Çaresizlik.

Toplum olarak belki de en büyük hatamız, bu çaresizliği “güçsüzlük” olarak etiketlemek. Oysa ruhsal çöküş, en az fiziksel hastalıklar kadar ciddidir. Nasıl ki kalp krizi geçiren birini “neden güçlü olmadın” diye suçlamıyorsak, psikolojik olarak çöken insanlara da aynı merhametle yaklaşmalıyız.

Ne yazık ki hâlâ “anlatma, geçer”, “sabret”, “şükret” gibi klişelerle insanların yaşadığı derin sorunları görmezden geliyoruz. Bu suskunluk, bu bastırma hâli, aslında intiharların en sessiz tetikleyicilerinden biri.

Burada sorumluluk yalnızca bireylerde değil. Yetkililerin, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve hatta medyanın da bu konuda ciddi bir sorumluluğu var.

Artık geçici açıklamalar değil, kalıcı önlemler alınmalıdır.

Ruh sağlığı hizmetleri erişilebilir hâle getirilmeli, psikolojik destek “lüks” olmaktan çıkarılmalıdır.

Mahalle bazlı danışmanlık merkezleri kurulmalı, ücretsiz psikolojik destek hatları aktif şekilde tanıtılmalıdır.

Okullarda, iş yerlerinde ve kamu kurumlarında farkındalık seminerleri düzenlenmeli; insanlar yalnız olmadıklarını bilmelidir.

Ayrıca işten çıkarmaların yoğun olduğu dönemlerde, çalışanlara yönelik psikososyal destek programları zorunlu

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.